Bir tatil yöresinde gönüllü olarak katıldıkları arkeolojik kazıda, Antik Roma dönemine ait çok nadir bir eseri gün yüzüne çıkaran çift, hem arkeoloji camiasında hem de tarih tutkunları arasında büyük heyecan yarattı. Buluntunun önemi, bölgenin zengin kültürel geçmişini bir kez daha gözler önüne seriyor.
Türkiye’nin batı kıyısında, turistik açıdan yoğun ilgi gören bir antik kentte gerçekleştirilen gönüllü kazı çalışmaları sırasında, amatör arkeoloji meraklısı bir çiftin toprakta keşfettiği antik parçanın insanlık tarihi için ne kadar değerli olduğu kısa sürede ortaya çıktı. Sadece birkaç santimetre çapındaki obje, Roma İmparatorluğu’nun bölgedeki varlığının izlerini taşıyan, seyrek rastlanan bir koleksiyon öğesi olarak dikkat çekiyor.
Bölgede faaliyet gösteren yerel Müze Müdürlüğü yetkilileri, bulunan eserin büyük olasılıkla MS 2. veya 3. yüzyıla tarihlenen nadir bir bronz sikke veya mühür parçası olduğunu belirtti. Usta arkeologlar ve konservasyon uzmanlarının yaptığı ilk inceleme, eserin döneminde zenginliği ve sosyal statüyü simgeleyen detaylara sahip olduğunu ortaya koydu. Buluntu, alansal anlamda daha büyük kazı sonuçlarıyla birlikte değerlendirildiğinde, antik yerleşimin zengin ticari ve kültürel geçmişine dair yeni kapılar aralayabilir.
Gönüllü arkeolojiye büyük ilgi duyan ve her yaz farklı kazı projelerine katılan Burcu ve Mehmet Yılmaz çifti, bu sezon bölgedeki Roma dönemi kalıntılarını araştıran ekibe dahil oldu. Arkeolojik yüzey taraması ve toprak örnekleri üzerinde çalışan ikili, günler süren emek sonunda, kazı alanında daha önce hiç çıkarılmamış bir noktaya rastladı.
Kazı şefi Prof. Dr. Ayşe Demir, “Gönüllü ekibimiz son derece dikkatli çalışıyor. Burcu ve Mehmet’in sabırlı taraması sonucu ortaya çıkan bu parça, hem koruma hem de araştırma açısından çok önemli. İncelemelerimizi tamamladığımızda, eserin hangi kralın dönemine ait olabileceğini ve kullanım amacını daha net konuşabileceğiz” dedi.
Bu tür nadir eserler, bölgenin antik çağ ticaret yolları üzerindeki konumuna işaret ediyor. Örneğin, benzer dönemden kalan bronz sikke ve mühürler, Roma İmparatorluğu’nun zengin liman kentleri arasında para transferini ve resmi yazışmaları simgeliyordu. Bulunan parça da muhtemelen bir yönetici veya zengin tüccar tarafından kullanılmış olabileceği düşünülen nadir bir örnek.
Antik kent, UNESCO Geçici Miras Listesi’nde yer alan Efes gibi, Batı Anadolu’nun en önemli Roma miraslarından birini barındırıyor. Bölgedeki kazılar, sadece mimari kalıntılar açısından değil; aynı zamanda antik yaşam biçimlerinin, ticaret ağlarının ve sosyal yapının izlerini sürmek bakımından de değer taşıyor.
Bulunan eserin korunması ve sergilenmesi için, Ankara’daki Anadolu Medeniyetleri Müzesi ile iş birliği yapıldı. Müze uzmanları, bronz parçanın üzerindeki yazıt ve kabartmaları mikroskobik incelemelerle dijital ortama aktararak detaylı bir envanter oluşturacak. Bu sayede:
Gönüllü çift, bu süreçte hem akademik hem de halk arasındaki kültürel farkındalığı artırmayı amaçlayan belgesel çalışmalarında yer alacak.
Bölge Valiliği, bulunan buluntunun sergilenmesi için yerel bir kentsel gala düzenlemeyi planlıyor. “Roma’nın Batı Anadolu’ya Bıraktığı Miras” başlıklı sergi; bronz sikke/mühürlerin yanı sıra, daha önce çıkarılan mozaikler, heykel başları ve seramik eserleri de kapsamına alacak. Sergi kapsamında:
Bu sergi, hem turizm sezonunda bölgeyi ziyaret eden yerli ve yabancı turistlere hem öğrencilere antik tarih bilinci kazandıracak. Örneğin, kitlesel müze uygulamaları kapsamında yürüyen kılavuz uygulaması üzerinden eserler hakkında anlık bilgi alınabilecek.
Gönüllü kazıya katılan çiftin keşfi, yerel halkı ve akademisyenleri de heyecanlandırdı. Bu başarı, arkeolojinin sadece profesyonellerle sınırlı olmadığını, gönüllülerin katkısıyla da büyük buluntuların ortaya çıkarılabileceğini gösteriyor. Bu düşünceyi tarih meraklılarına aşılamak, ilerleyen dönemlerde daha fazla gönüllü katılımın yolunu açacak.
Ayrıca, bu tür keşifler sayesinde bölgenin antik mirası uluslararası arenada daha fazla tanınacak. Avrupa’daki benzer gönüllü projelerine katılım oranının artması, Türkiye’deki tarihi zenginliklerin korunmasına da katkı sunabilir. Gönüllü katılımıyla gerçekleştirilen kazı projeleri arasında UNESCO’nun koruma fonlarından destek alarak, antik kentlerin hem korunması hem de dünya mirasına kazandırılması için yeni iş birliği modelleri geliştiriliyor.
Roma İmparatorluğu’na ait bu nadir buluntu, sadece yerel arkeoloji literatürüne değil, küresel antik tarih araştırmalarına da yeni pencereler açabilir. Gönüllü çiftin keşfi, kazı alanında ortaya çıkan daha pek çok buluntunun da gün yüzüne çıkmasına zemin hazırlayacak. Arkeologlar, ilerleyen dönemde yapılacak yüzey taramaları ve sondajlarla antik kentin ticaret, din ve günlük yaşam izlerini aydınlatmayı hedefliyor.
2 Haziran 2025 tarihli fırsat kampanyaları başladı. Bugün önde gelen markalar elektronik, moda, kozmetik ve…
24 Mayıs itibarıyla başlayan yeni kampanya döneminde, Samsonite valizler, JBL ses sistemleri ve Carrera güneş…
Ortadoğu’daki çöl arazilerinde yapılan kazılarda, yaklaşık 1500 yıl öncesine ait antik Hristiyan figürinleri gün yüzüne…
Mısır’da yapılan arkeolojik kazılarda, Antik Roma dönemine ait bir dizi askerî tahkimat yapısı bulundu. Yeni…
Seyahat dostu yapısı ve katlanabilir formuyla öne çıkan Cybex gb Pockit Plus bebek arabası, özellikle…
Robot süpürge teknolojisinin iki amiral gemisi modeli Roborock S8 Pro Ultra ve Dreame L20 Ultra,…